No products in the cart.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında Yugoslavya’nın modernleşme sürecini şekillendiren en büyük projelerden biri olarak Yeni Belgrad yükseliyor. Sava ve Tuna nehirleri arasında konumlanan bu kent, savaş sonrası Belgrad’a göç eden nüfus için planlanan büyük ölçekli bir kentsel dönüşüm projesi olarak hayata geçiyor. Toplam 72 bloktan oluşan Yeni Belgrad, yalnızca konut ihtiyacını karşılamakla kalmayıp, kamusal alanlarıyla da sosyalist ideolojinin mekânsal bir yansıması haline geliyor. Kent planlaması, mimari düzeni ve modernist yaklaşımıyla sosyalist Yugoslavya’nın güç gösterisine dönüşüyor.
Arseniy Kotov, “Block 61, 62, 63, 64 in New Belgrade (1975-76)” [https://belgradesocialmodernism.com/blok-61-62/]
Savaş sonrası Belgrad’ın nüfusu neredeyse iki katına çıkıyor. Ancak Yugoslavya’nın sınırlı ekonomik gücü, tam kapsamlı bir modernleşme sürecini mümkün kılmıyordu. Bu dönemde üretilen modernist mimari eserler sınırlı olsa da, savaş sonrası süreç modernizmin gelişmesi için bir temel oluşturuyor. Ülkedeki genel modernleşme eğilimleriyle paralel olarak, Yeni Belgrad da modernist bir mimari yaklaşımla inşa ediliyor.
Yeni Belgrad, Brütalist mimari ile sıkça ilişkilendirilse de, bu yaklaşım kent planlamasında belirleyici bir unsur olmuyor. Mimar Branislav Jovin, Brütalizmi “vahşi” bir tarz olarak tanımlarken, Yeni Belgrad’da bilinçli bir Brütalist yaklaşım olmadığını ifade ediyor. Ona göre, Brütalist mimarinin temel unsurlarından biri olan ham beton kullanımına ek olarak, Yeni Belgrad’ın birçok yapısında tuğla gibi farklı malzemeler de kullanılıyor.
Ancak kentin simge yapılarından biri olan Genex Kulesi, Brütalist mimari özellikleriyle öne çıkıyor. Yeni Belgrad’ın 33 numaralı süper bloğunda yer alan bu yapı, şehrin kentsel peyzajında önemli bir yere sahip.
Genex Tower [https://belgradesocialmodernism.com/western-city-gate-genex/]
Genex Kulesi, 1971-1979 yılları arasında inşa edilen ve Yeni Belgrad’ın giriş noktalarından birini belirleyen ikonik bir yapı. İki farklı kule ve bunları birbirine bağlayan iki katlı bir köprüden oluşan bu kompleks, sosyalist dönemin sembollerinden biri olarak kabul ediliyor.
Genex Tower [https://belgradesocialmodernism.com/western-city-gate-genex/]
Genex Kulesi, bir tarafı ofis, diğer tarafı ise konut olarak kullanılan çift kuleli bir yapı olarak dikkat çekiyor. Genex şirketine ait olan ofis kulesi, dönemin endüstriyel gücünü temsil ederken, diğer kule konut olarak işlev görüyor. Yapının tepesinde yer alan restoran, modernist mimari anlayışıyla tasarlanan bu kompleksin sosyal yaşamla ilişkisini güçlendiriyor.
Ancak, zamanla bakım eksikliği, elektrik kesintileri ve işlev değişiklikleri nedeniyle yapı eski dinamizmini kaybediyor. Buna rağmen, Genex Kulesi, Belgrad’ın modern mirasının önemli bir parçası olmaya devam ediyor. Resmi olarak kültürel miras statüsüne sahip olmasa da, Belgrad halkı ve mimarlık çevreleri tarafından şehrin simgelerinden biri olarak kabul ediliyor.
Öte yandan, yapının önündeki meydan zamanla bakımsız kalıyor, zemin döşemeleri zarar görüyor ve alan yabani otlarla kaplanarak terk edilmiş bir görüntüye bürünüyor.
Yeni Belgrad’ın inşasında temel hedeflerden biri, Sosyalist Yugoslavya’nın modernleşme vizyonunu mekânsal olarak yansıtıyor ve kurucu cumhuriyetler arasındaki birliği pekiştiriyor. Bu doğrultuda geliştirilen süper blok konsepti, yalnızca konut ihtiyacını karşılamakla kalmayıp, aynı zamanda sosyal yaşamı destekleyen bütüncül bir tasarım anlayışını benimsiyor.
Süper bloklar, geniş ölçekli kamusal konut projeleri olarak yeşil alanlar, alışveriş merkezleri, okullar ve sosyal tesislerle donatılmış bir yaşam alanı sunuyor. Konutların çevresine yerleştirilen büyük açık alanlar, toplumsal etkileşimi artırmayı hedefleyen bir kent planlama stratejisinin parçası olarak öne çıkıyor.
“Block 61, 62 House Plans” [https://architectuul.com/architecture/block-61-and-62]
Bu dönemde inşa edilen konut komplekslerinde prefabrikasyon teknolojisi öne çıkıyor. Bu sayede üretim süreci hızlanıyor, yapıların maliyeti düşüyor ve konut ihtiyacına daha hızlı yanıt verilmesi sağlanıyor. Planlama açısından bakıldığında, konut birimleri işlevselliği esas alan standart bir düzenlemeye sahip oluyor. Küçük daireler tek cepheden ışık alırken, daha büyük konutlar iki yönlü ışık alacak şekilde tasarlanıyor. Mutfak gibi ortak kullanım alanları merkezi bir eksen etrafında konumlanırken, daha özel alanlar bu ana eksene göre düzenleniyor.
1960’lar ve 1970’lerde, sosyalist Yugoslavya konut üretiminde büyük bir ivme yakalıyor. Modernist mimarinin sunduğu çözümlerle, toplumsal refahı artırmayı hedefleyen bir konut politikası izleniyor. Konut projeleri, yarışmalar ve sergiler aracılığıyla teşvik edilirken, araştırmalarla en uygun yerleşim çözümleri geliştiriliyor. Yeni Belgrad, bu sürecin en dikkat çekici örneklerinden biri olarak, sadece bir şehir değil, sosyalist ideolojinin mekânsal bir yansıması olarak şekilleniyor.
Bibliography
Alfirević, Djordje. “Conversation on Brutalism: Interview with Architect Branislav Jovin.” Tykhe Art and Design Journal 7, no. 13 (2016): 100-120.
Alfirević, Đorđe, and Sanja Simonović Alfirević. “The ‘Socialist Apartment’ in Yugoslavia: Paradigm or Tendency?.” Spatium 40 (2018): 8-17.
Alfirević, Đorđe, and Sanja Simonović Alfirević. “Urban Housing Experiments in Yugoslavia 1948-1970.” Spatium (December 2015): 1-9.
Babic, Maja. “Modernism and Politics in the Architecture of Socialist Yugoslavia, 1945-1965.” PhD diss., 2013.
Buldaç, Merve, and Gizem Hediye Eren. “Reading Brutalist Architecture Through Urban Identity: The New Belgrade Super Blocks.” Tykhe Journal of Art and Design 7.13 (2022): 347-370.