Antalya Müzesi Neden Yıkılıyor? Yarışmayla İnşa Edilen İlk Müze ve Tehdit Altındaki Bir Miras

Cumhuriyetin inşasının hâlâ sürdüğü yıllarda yapılan birçok kamusal yapı, yalnızca bir işlevi yerine getirmekle kalmaz; aynı zamanda devlet ideolojisinin mekâna nasıl yansıdığını da gösterir. Özellikle 20. yüzyılın ortalarında inşa edilen kamu binaları, modernleşme idealinin, halkla kurulan yeni ilişkinin ve kolektif yaşam tahayyülünün fiziksel temsilleridir. Bu dönemin mimarlık üretimini anlamak için Arkitekt gibi yayınlar, mimarlığın cumhuriyetle nasıl ilişki kurduğunu ve mimarların yeni bir toplum inşasında nasıl aktif rol aldığını gözler önüne serer. Demokratik bir devlet, yalnızca sandıkla değil; halka sunulan nitelikli kamusal mekânlarla, bu mekânların kapsayıcılığı ve sürekliliğiyle de ölçülür. Bu nedenle, yarışmalar yoluyla inşa edilen ve kamunun kolektif belleğinde yer edinen yapılar, yalnızca mimari miras değil; demokratik bir kamusal kültürün de göstergesidir.

 

1970’lerin başında Türkiye’de ilk kez bir mimarlık yarışması müze yapımı için açıldığında, ortaya sadece bir bina değil, dönemin kültürel ideallerini yansıtan bir kamusal yapı çıktı: Antalya Müzesi. Akdeniz’in arkeolojik zenginliğini çağdaş bir mimariyle sergileme amacıyla tasarlanan bu yapı, bugün varlığıyla değil, olası yokluğuyla gündemde. Müze binasının yıkılması ve yerine yeni bir yapı yapılması planlanıyor. Ancak bu sadece bir fiziksel dönüşüm meselesi değil; aynı zamanda mimarlık tarihine, kamusal hafızaya ve yarışmayla üretilmiş kültürel mirasa dair çok daha derin bir kaybın sinyali.

 

Bir Yarışmanın Hikâyesi

Türkiye’de bir müze yapısı için açılan ilk mimarlık yarışması olan o zamanki adıyla Antalya Bölge Müzesi Mimari Proje Yarışması, 1963 yılında açıldı ve jüri değerlendirmeleri 14 Şubat 1964’te tamamlandı. Yarışmanın birincilik ödülü, İstanbul Teknik Üniversitesi mezunu üç mimarın—Metin Hepgüler, Doğan Tekeli ve Sami Sisa—projesine verildi. Bu proje, hem modernist yaklaşımı hem de arsanın çevresel verilerini doğru okumadaki başarısıyla öne çıktı.

 

Antalya Bölge Müzesi 1. Ödül projesinin jüri değerlendirme raporundan. Kaynak: “Antalya Bölge Müzesi Mimari Proje Yarışması”, Arkitekt, Cilt: 1964, Sayı: 314 (Ocak), s. 28–37.

 

Yarışma jürisi, yapının:

Sanat eserleriyle kurduğu mekânsal ilişki,

 

Değişken teşhir alanlarına uygun plan çözümü,

 

Işık ve havalandırma için geliştirilen çatı kademeleri,

 

Peyzajla kurduğu hassas bağ,

 

İç-dış sirkülasyonun esnek ve akıcı kurgulanışı gibi özelliklerini özellikle vurguladı. Müzeyi çevreleyen güneydeki kayalık sahil ve kuzeydeki Bey Dağları silueti, yapı tasarımına yön veren doğal veriler olarak projeye entegre edildi.

 

Antalya Bölge Müzesi 1. Ödül projesinin jüri değerlendirme raporundan. Kaynak: “Antalya Bölge Müzesi Mimari Proje Yarışması”, Arkitekt, Cilt: 1964, Sayı: 314 (Ocak), s. 28–37.

 

Antalya Müzesi, sadece inşa edilen proje ile değil, yarışma süreci boyunca sunulan mimari çeşitlilikle de döneminin önemli bir hafızasını oluşturdu. Yarışmada ödül alan diğer projeler ise şöyle sıralanır:

  • 2. Ödül: Şaziment Arolat ve Neşet Arolat (İTÜ) 
  • 3. Ödül: Dr. Hayati Tabanlıoğlu ve Yusuf Ergüleç (İTÜ) 

1. Mansiyon: Orhan Demiraslan, Vahit Erhan, Hüseyin Baban, Uğur Gündeş (GSA)

Facebook
LinkedIn
X (Twitter)
Telegram
WhatsApp
Pinterest
Email
Print

Working Hours

Not concerds with trends, only with good tastes

Mon-Fri................9-10
Sat-Sun................10-17

Or make a call: